Lisan-I Adana
Zemheri bir dokunuş, elimde ölüm celbim;
İsrafil’in o sûra, üflediği demdeyim.
Zincirlere vurulmuş, şu benim bakir kalbim.
Ben bende değilim ki, bilmiyorum kimdeyim.
Basmayın yüreğime, ey yaban çizmeleri
Ben kimlerin Aslı’sı, kimlerin Leyla’sıyım.
Kimin haddine beni, kurşuna dizmeleri.
Ben yaşamın kendisi, hürriyet sılasıyım.
Esarete ezelden, inan karnım tok benim;
Ebabiller hazırdır, bir emrime ne dersem.
Eli bağlı yaşamak, kitabımda yok benim.
Bak devrilir Toroslar, ben intizar edersem.
Ben necip bir millete, kâh beşiğim kâh kucak;
İstiklali emziren, mübarek bir anayım.
Bugün ayın beşidir, ocak öyle bir ocak;
Seyhan’ı dökün bana, ben aşk ile yanayım.
Çalkalanır deryalar, icazetsiz yol vermez
Yaban kuş uçsa semam, kızarır hicabından.
Biat kapısından asla, Yusuf yüzlüler girmez
Baş kaldırdıysa millet ki aşkın icabından.
Bir yaban eli değdi, toprağıma taşıma
Dudağımda niyazla yağmurlarda yıkandım
Esaret kara bulut, çöker iken başıma.
Ufuklara yiğidim, gelir diye bakandım
Bir çığ düşür ey Toros, yamaçlardan aşağı;
En beyaz sayfam benim, adı istiklal olsun.
Hürriyetle boy versin buğdayların başağı
Ekmeğimin buğusu, tadı istiklal olsun
Akın akın cepheye kimler koşup gitmedi
Yetmişinde bir kadın, tek bacaklı bir adam.
Leyl öyle bir leyl imiş, güneş bana yetmedi
Hürriyet muştusunda, şavk oldu cümle odam
Ben bir alın aklığı, aşkın Yusuf yüzüyüm
Seyhan’ın katresinde her dem aşkla yıkadım
Ben binlerin kalbiyim, ben milletin özüyüm
Arsızların yüzüne vurulmuş bir tokadım
Adanayım dudağım, ocakta barut kokar.
Sevda nazarında, portakal çiçeğiyim.
Omuzlarımda şeref, Toros zirvesinde kar
Kaf dağlarında masal, ben aşkın gerçeğiyim.
İbrahim ŞAŞMA