100. YIL
Size 5 Ocak tarihi ne hatırlatıyor. Biraz düşünün. Bana bu tarih mutluluk gözyaşlarını hatırlatıyor, kurtuluşu, çocuk gülüşlerini, secdeye kapanan binlerce alnı. 5 Ocak 1922 bir kurtuluşun tarihi onca acının son bulduğunun habercisi olan bir tarih yani Adana’nın kurtuluşu.
Mondros Ateşkes Anlaşmasından sonra nereye baksanız Fransız askeri doluydu sokaklar. O günden sonra kimse dışarıya çıkmadı çünkü çıkarlarsa ya tecavüze uğrayacaklar ya da çeşitli işkenceler görerek öldürüleceklerdi biliyorlardı acımaları yoktu. Bir sürü kadın karnındaki çocuğuyla önce işkence edilip sonra öldürülüyordu ama en acısı bunları yapanların arasında yaklaşık 500 yıl topraklarımızda yaşayan Ermenilerin olması. Fransız ordusu yetersiz gelince Ermeniler askerlik yapmıştı orduya.Her yeri talan etmişler,tarlaları yakıp halkın direniş (Kuvaiye Milliye Hareketi) için güç bulamamalarını istemişlerdir.Ama ne fayda Şubat 1920’de Kuşcular köyü Kuvaiye Milliye tarafından geri alınmış ardından Fransızlardan kuzey Çukurova tamamen kurtarılmıştır.Lakin bu mutluluk kısa sürmüştür 10 Temmuz 1920’de Fransızlar Türklere soykırım girişiminde bulunmuşlardır.Evlerini yağmalıyor,paralarını alıyor,önlerine çıkan herkesi öldürüyorlardı.Halk ne yapacağını bilemez haldeydi sadece kaçıyorlardı tam dört gün boyunca Toroslara kaçtılar,o panikle yanlarına ne bir güğüm su ne de bir kuru ekmek almışlardı yorgun ve sefil bir haldelerdi.Dördüncü günün sonunda kaçmayı bıraktılar kaçıpta ne yapacaklardı yurt dört bir yandan kuşatılmıştı ulusal bir direniş söz konusuydu ya istiklal ya ölümdü Kuvaiye Milliye devam etmeliydi. Öylede oldu Kavaklıhan, Pozatlı geri alındı. Kasım 1920’de Fransızlar ağır bir yenilgiye uğradı.20 Ekim 1921 tarihinde Fransa ile barış anlaşması imzalandı ve Fransızlar göçüp gittiler bu Türk yurdundan.
Fransızlar geriye sadece yağmalanmış bomboş bir Adana bırakıp gittiler ama biz umudumuzla canlandırdık Adana’yı gülüşlerimizle, ezan sesleriyle, gururla bakan gözlerimizle, Kuvaiye Milliye ruhuyla biz başardık, kazandık.
Zeliha Tosun