Ova Yayınları ve adanapost genel yayın yönetmeni Mehmet Yürekli, köşesinde 'Çukurova ve Aladağ’ı Dadaloğlu’yla sevmek..' başlıklı bir yazı yayınladı..
İşte o yazı:
Çukurova ve Aladağ’ı Dadaloğlu’yla sevmek..
Bir şehri sevmekle başlar, yetiştirdiği büyük kişilikleri tanımakla, sanatçılarını sevmekle başlar. Ülke sevgisi, bir şehrin otlarını, çiçeklerini, ağaçlarını sevmekle başlar. Kuşlarını ve kuş seslerini sevmekle başlar ülke sevgisi..
Karacaoğlan ve Dadaloğlu, Çukurova topraklarının sesi, orta Torosların, Aladağ’ın sesi...
Şiirlerini okurken, bir aile büyüğünü dinler gibi oluyor insan.
Şiirlerinde ruhunu buluyor.
Karacaoğlan’ın, Dadaloğlu’nun şiirlerinde kendine gelir bu toprakların çocukları..
Adanalı olmak, Karacaoğlan ve Dadaloğlu şiirleriyle heyecanlanabilmektir.
Adanalı olmak, sevdayı, mertliği, cömertliği ve yiğitliği bilmektir.
*****
Dadaloğlu’nun şiirlerinde Çukurova ve Adana meselesi büyük dosya..
Bu dosyayı açmak zorundayız..
Karacaoğlan ve Dadaloğlu şiirlerinde Adana’yı aramak, portakalı soyup o dilimleri ortaya çıkarmaktır, tek tek o erdem sütunlarını.. Karpuzu kesip ne kadar çok dilime ayırırsan ayır; aynı tat, aynı serinlik olacaktır paylaşılan.. Üzüm danelerinden yola çıkıp salkımdan geçerek bağışlanan bağa sahip çıkmak olacaktır son tahlilde..
Bu yazı, besmelesi olsun.
*****
Ülke sevgisi, evini mahalleni sevmekle başlar.
Bir şehri sevmekle başlar, yetiştirdiği büyük kişilikleri tanımakla, sanatçılarını sevmekle başlar.
Ülke sevgisi, bir şehrin otlarını, çiçeklerini, ağaçlarını sevmekle başlar.
Kuşlarını ve kuş seslerini sevmekle başlar ülke sevgisi..
Bir ülkeyi sevmek, bir şehrinin tabiatını, havasını, suyunu sevmektir.
Bir ülkeyi sevmek, şairini sevmektir.
*****
Dadaloğlu’nun sesiyle tanıdım Aladağ’ı..
Babamın annemin doğup büyüdüğü dağı..
Yıllarca eteklerinde dolaştığım..
Zirvesine tırmandığım..
Aladağ’ı çok sevdim!
*****
Ey yüce Aladağ! Dumanlı dumanlı bakarsın yaylamıza..
Ne güzel de bezenmişsin sarı çiçeklerle..
Yiğitlerin yatağı Aladağ. Dadaloğlu’nun deyişiyle ‘Yiğitler durağı aslan yatağı!’ Aladağ!
Dilberlerin ne güzel bakar ala ala ey Aladağ.
*****
Aladağ
Dumanlıdır Aladağ’ın alanı,
Ortasında sarı çiçek savranı,
Yiğitler durağı aslan yatağı,
Dilberlerin hep de böyle ala mı.
Pınarında bir yenice sağlık var,
Çimeninde ıstar görmüş yağlık var,
Kızlarında başkaca ağlık var,
Irmağı da şu dağların ala mı.
Koç yiğitler cirit oynar dölekte,
Geyikleri yaylım eder yaylakta,
Bir koku var toprağında ırmakta,
Gözüm yaşı davarında kala mı?
Dadal’m der, bin bir dağı gezerim,
Aladağ’da bir yapılı gözerim,
Hak vergisi şıvgaların ezerim,
Bağışla-gör mor sünbüllü ala’mı.
Dadaloğlu
Istar: Kilim dokunan tezgah.
Yağlık: Mendil, başörtüsü.
Ağlık: Aklık, beyazlık.
Cirit: Atlı spor oyunu.
Dölek: Düzlük yer.
Yaylım etmek Yayılmak, otlamak.
Gözer İri gözlü kalbur.