Destanlaşan Zafer
Ne kutlu bir diriliş; ilâhi, zaferin ayak sesleri
Ayağa kalk Çukurova, bu gelenler Asım’ın askeri
Çanakkale sana nefes, andırıyor Uhud’u Bedir’i
Son nefer düşerken toprağa kucaklıyordu peygamberi
Adana’dan vermiştin ilk emri, ateş aç ayak basanı
Haram olsun bu toprak sana, çiğnetirsen aziz vatanı
Al bayrağımın süsüdür şehidimin damlayan son kanı
Ülkemin kurtuluşunu görmeden alma Rabbim bu canı
Taşköprü ağladı, Abdo Ağa ağladı, şehir ağladı
Yenildik diyenlere İstiklal Savaşı yeni başladı
Kılavuzu Hatice olanın Karboğazı’nda avlandı
Saim’i, Tayyar Rahmiye’yi gökte melekler alkışladı
Fekeli, Tufanbeyli, Saimbeyli birlik olma zamanı
Avrupalıyı Torosun eteklerine gömme zamanı
Duvar ördün bedeninle dur dedin bu hayâsız akını
Bu yoldan dönen namerttir, değişmem toprağını taşını
Vahşetin mevsimini yaşattınız gözü dönmüş batılı
Çarmığa gerseniz teslim olmaz kalsa da son Adanalı
Nice yetim bıraktınız gözü yaşlı, elleri kınalı
Varoluş destanısın Adana, sürüp gider yıllar yılı
Kaç kaç nereye kadar umutlanmasın soysuz kefereler
Arap Ali, Gizik Duran ışık saçıyorlar birer birer
Öyle bir çarpışma ki Ya Rabbi, sanırsın meydan-ı mahşer
Mazluma can, zalimlere zülfikâr eyle kendine rehber
Öyle bir manzara ki gözlerde yok olur ölüm korkusu
Şahadete göz kırpan ölümsüzler Hilal’in ordusu
Bu millet unutmaz İbo Osman’ı, Ali Yaver Toros’u
Her karışı şehit mezarı Adana, Pozantı, Tarsus’u
Köylüsü, kadını, genci, ihtiyarıyla hepsi tek vücut
Adana yangın yeri, şimdi cenk zamanı, gerisi sükût
Yüzyıllar boyu savaştık durduk, boyun eğdirmesin mabut
Dalgalandıkça al bayrağın bu necip millet mutlu mesut
Gelişinle Adana’ya bir güneş gibi doğdun mavi gözlüm
Bir mefkûreye baş koyduk, inandık yıldırmaz bize zulüm
Gül bülbüle hasret, Adanam özgürlüğe, gayrısı ölüm
Hakkınızı helal edin, ahrete kaldı görüşmek gülüm
İstiklâl ile hürriyet birleşince yıkılmaz kaleler
Beş Ocakta vücut buldu, tarihe kazıdığın bu izler
Yüzyıl önce attığın tohumlar ülkü denen o filizler
Şanını yüceltir Adana, destanlaşan nice zaferler
Nisanur İNCELERLİ