Çukurova Kurtuluş Destanı
23 Kasım 1918… Adana ve dolayı,
Terkedilsin! Boşaltılsın kararı,
Başa vurulan balyozdu bu…
Çukurovalı şaşkın ve öfke dolu,
Nasıl bıraksın evini, yurdunu?
Doymak bilmez emperyaller,
Emelleri bu toprakları, içeriden anlaşarak
Bulurlar satılmışları, hiç zorlanmayarak.
Atlarını dörtnala mahmuzladılar,
Sıra sıra taburlar Çukurova’ ma daldılar.
Çiğnediler kar beyazı pamukları
Kaba saba postalları, son teknoloji silahları.
İnsanlar şaşkın, korumasız,
Şiddet, tecavüz en acımasız
Katliamlar, yağmalar… Sınırsız!
Düşman güçlü, donanımlı, fütursuz,
Her yer işgal ve talan, korkusuz,
Hak hukuk çiğnenmiş, sorgusuz.
İnsanlar şaşkın ve korumasız
Toroslara kaçmışlar, savunmasız.
Yok sayıldı, kitaplara yazılmayan,
Bu olay, Büyük Kaç Kaçtı, adı anılmayan.
Silinmek için hafızalardan
Dillendirilmedi, düşman kalleşlikleri,
Dinledik… Ninelerden, dedelerden.
Milli Kuvvetler Teşkilatı kurdular, örgütlenerek
Güçlendi yürekleri , birleştirip elleri
Göğüsler de iman, ellerde av tüfek
Halkın elinde kazma ve kürek
Tufan Bey, Gizzik Duran, Saim Bey vb. kahraman, başı çekerek
Kurdular küçük küçük müfreze
Destanlar yazmak için savaştılar, yiğitçe
Düşman planı tutmadı, kaldı düşüncede
Esaret kabul edilemez!
Gösterdiler, dost düşman herkese…
Türklük ne zaman boyun eğmiş?
Yurdunu postallara çiğnetmiş.
Başına geleceği, düşman hiç hesaplamaz,
Adanalıyı hiç mi hiç tanımaz.
Çukurova esarete katlanmaz!
Kırk kişilik bir ekip,
Yok etmek için düşmanı, kurmuşlar tertip
Kar Boğazı Savaşı’ydı bu…
Çok kanlıydı, düşman komutan çaresiz
Boyun eğdi, oldu esirimiz.
Bugün 5 Ocak, ilelebet özgürüz!..
Gülşen KILIÇ ÖZARIKAN