Anlat Bana Adana
Anlat bana Adana küllerinden yanmayı.
Bir zafer şafağında, yeniden uyanmayı.
Anlat bana Adana, sevdaya düşenleri.
Bir vatan sevdasının, nârında pişenleri.
Pranga izi taşır, sanki ayakuçların.
O yüzden mi ağarır, bir gecede saçların?
Anlat bana Adana, acının okunuşunu.
Bir yaban çizmesinin, sana dokunuşunu.
O mübarek ufkuna, arsız bir sis çökende
Şafaklar beş ocağı, özler idi sökende.
Neden koptu kıyamet, kim üfledi o sûra
Lügatte yok eğilmek, bakmasınlar kusura.
Anlat bana Adana, anlat o şer gününü.
Ebrehe ordusunu, bir de mahşer gününü.
Bir duyanı var idi, masum dudakta ahın.
Güneşi ararken o gelmeyen sabahın.
Anlat bana Adana, işgal gününü bana
Nasıl koştu cepheye, söyle binlerce ana?
Balta ile orakla, yatağanla satırla.
Bu nasıl bir aşk böyle, ne olursun hatırla.
Kimdi senin hatrına, o cepheye koşanlar.
Boz bulanık sel gibi, yatağından taşanlar.
Cümle canlar yüklenmiş, yüreğini sırtına ?
Söyle koynunda böylesi, kopmuş muydu fırtına?
Anlat bana Adana, çatını direğini.
Binlerce isimsizin dağ gibi yüreğini.
Kara geceyi aka, çevirdiğini anlat
Arsızca bir akını, devirdiğini anlat
Anlat bana Adana, bu ahval böyle nedir
Bir yanın Uhud sanki, bir yanın ise Bedir.
Cephelerde kadınlar, dirilişten yanaydı.
Önce vatan evladı, ondan sonra anaydı.
Ve çatılır cümle kaş, yürekler yangın yeri.
Türk zincir tanır mı hiç, Bezm-i Elestten beri
Sinende kopar iken, kızılca bir kıyamet;
Sakın susma Adana bu aşk için kıyam et.
Yakışır mı hiç hüzün, senin Yusuf yüzüne.
Rabbim bahar saklamış, beş ocak’ın özüne.
Bir aşk kalbe düşende, vücut bulduğu anda,
Vatandan özge Leyla, olur mu hiç cihanda?
Hükmü vardı Adana, her saniye her anın,
Nefes tüketme vakti, yokuşunda sevdanın
Anlat bana Adana, dara düştüğün anda
Nasıl ak kaldı yüzün, bu çetin imtihanda.
Bir anlat Tufan Bey’in gözlerinde bakışı.
Boz bulanık sel olup, ulusça bir akışı.
Saim Bey’im diriymiş, hala gezermiş sende.
O sıcak nefesini duyar mısın ensende
Ey şehir her kelimem, ahvalimden beyandır.
Dizinde uyutup beni, dizlerinde uyandır
Beni de yak ey şehir, şüheda gibi yandır.
Çek beni mazine de, cephelere dayandır.
Sözün gerçek sahibi, bu garip ozan değil.
Destan kanla yazılır, kâğıtta yazan değil.
Kimdi evlat, kimdi yar, kimdi ana Adana
Kapat gözlerini de anlat bana Adana,
Ocak Çukurova’nın , yeniden doğuşudur.
Yedi başlı bir devi, imanla boğuşudur
Anlat bana Adana, kan kokulu gülleri
Üfle de göreceksin, kalbindeki külleri.
Türk oğluyum feyzimi, tarihten alacağım
Unutursam ben seni vebalde kalacağım.
İbrahim ŞAŞMA