Adanalı Destan
Denilse sana Cennet nedir, nasıl yerdir?
Akla Güneş, yeşil, nehir gelir…
Bahçeler var ülkemde Cennetten saçılmış;
Akdeniz denir, Çukurova denir, Adana denir,
Torosların bozkırdan koruduğu yerdir.
Adana berekettir, sıcaktır, merhamettir,
Taşına eksen tohumu, taşı dahi yeşertir.
Kanlı postalıyla giren Ermeni bilsin;
Her gecenin ardına bir gündüz serilir,
Güneşin çocuğu bunlar, ateşin serin gelir.
Kırk dört Gülekli bir olur, birlik olur, dev olur;
Bin düşmanı yener de, öç olur, destan olur,
Toroslarda tüten bir yörük otağı yeter;
Koyunu dahi cesur, kuzusu sizden mert olur,
Kuva-yi Milliye ateşin ilk ocağı kurulur.
Güneşe kafa tutana kimmiş kafa tutacak?
Ey mezalim, sonun bu diyarlarda olacak!
Bir vatan bölüşemez lokma bölüşen millet,
Bekle asil ulusum bu zulüm de susacak,
5 Ocak güneşin elbet bir gün doğacak.
Abdiağa Çiftliğine giren ey yabancı kimsin?
Topunuz bir olsa toprağımız etmezsin!
Ölmeyi kalmaya tercih etmiş bu millet,
Anlatın neslinize evladınız da bilsin;
Vatanıma artık gözü dahi değmesin
Doğdu bir gün halkıma 5 Ocak'ın güneşi,
Söndü artık Adana'da mezalimin ateşi,
Bir çift mavi gözle başladı bu destan,
Bir daha dert görmesin bu diyarı sahibi,
Pamuk kalpli milletin pamuk toplayan eli.
Beyza HANÇER